|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Köylü Efendi
09.03.2011 |
|
Okunma Sayısı : |
109277 |
|
|
Oy Sayısı : |
26 |
|
|
Değerlendirme : |
4,46 |
|
|
Popülarite : |
6,31 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Köylü Efendi
Forbes Dergisi'nden Sayın Nilgün Balcı Çavdar'ın benimle yaptığı söyleşiyi sizlerle paylaşıyorum...
Köylü Efendi
Saray Halı'nın Ataşehir'deki binasının önünde canlı yayın ekipleri hazırlık yapıyor. Necati Kurmel ise üst kattaki odasında sütünü yudumlayarak Saray Halı'nın yanı sıra Saray Tarım ve Hayvancılık'ın da Genel Koordinatörlüğünü yapan Nadir Yörüktümen'in canlı yayınına çıkmasını bekliyor.
Birazdan Yörüktümen, canlı hayvan ithalatının yerli besicileri nasıl zor durumda bıraktığının anlatmaya başlayacak. Hayvan ithalatı sonrası Koç ve Banvit'in besiciliği bırakması gündemin en sıcak konusu ve Kurmel'in telefonları susmak bilmiyor.
Herkes aynı şeyi söylüyor: "Çiftliği nasıl kapatalım? 150 milyon dolar para yatırmışız bugüne kadar, bir sürü çalışanımız , binlerce hayvanımız var. Devam edeceğiz bu işe." Ama nasıl edeceklerini de kara kara düşünüyor.
Aylık iki bin olan büyükbaş hayvan satışları 200 ila 300'e kadar inmiş, hayvan alımlarını da durdurmuşlar. "Hayvan eksiği olduğu doğru . Ama yetişmiş 500- 600 kiloluk hayvanlar yerine yavru hayvan ithal edilebilirdi. Hayvan burada yetiştirilirdi, o zaman sayı da artardı" diyor. Kurmel hayvancılık işini gerç
ekten çok seviyor. Zamanının büyük bölümünü bu işe ayırıyor. Adana ve Kayseri'deki çiftliklerinde toplam 18 bin büyükbaş hayvanları var. 20 bin dönüm arazide hayvanlar için yem üretimi yapılıyor.
O hayvancılıktan söz ederken Kurmel'e ait şirketlerin hemen hepsini yönetim kurulunda yer alan Atilla Alptekin yandaki toplantı odasında bir grup Çinli iş insanı ile krom alışverişi için yapılan görüşmeye çay ikramı için ara veriyor.
Atilla Alpteki'inin de söylediği gibi "Saray Halı, buzdağının görünen kısmı" ve Kurmel'in işlerinin vitrini gibi. Bu vitrinin gerisinde tarım, hayvancılık , gayrimenkul , inşaat , turizm ve madencilik var.
Kurmel anlatmaya hayvancılıkla başlıyor hep ama son birkaç yılda madencilik alanında toplamda 150 milyon dolarlık yatırım yaptı. Aydın Doğan ile yarı yarıya ortak olduğu Gümüştaş Madencilik'in biri Gümüşhane diğeri Niğde Bolkar Dağları'nda olmak üzere iki maden sahası bulunuyor. (Aydın Doğan şirketi Ortadoğu Otomotiv üzerinden Gümüştaş'a hissedar) Bolkar'sa köylüler siyanürle altın çıkartılmasına karşı çıkıyor.
Ancal Gümüştaş'ın faaliyetleri devam ediyor. Maden çıkarma ve çıkan madeni işlemek üzere toplamda 40 milyon dolar yatırım yaptılar. Devam edenlerle birlikte bu miktar 50 milyon dolara ulaşacak.
Gümüşhane'de kurşun, bakır ve çinko madenlerinin yanı sıra altın çıkartacaklar. Bolkar'da da bakır, kurşun ve çinkonun yanı sıra altın bulunuyor. Şimdiye kadar arama faaliyetleri sırasında elde edilen az miktarda madenin satışı gerçekleştirilmişti.
Doğan ve Kurmel 2005'ten bu yana ortak oldukları maden işinde yatırımlarının karşılığını nihayet bu yıl almaya başlayacak. Gümüşhane sahalarından elde ettikleri cevheri Mayıs ayında satmak üzere ilk kontratlarını yapmışlar. Buradan çıkarttıkları altın ve gümüşü ayrıştırmadan satacaklar. Ama Bolkar'da durum farklı…
Orada külçe altını için şimdiden kontrat yapmaya ihtiyaçları yok. İlk satışı da bu yılın Temmuz ayında gerçekleştirmeyi umuyorlar. Kurmel'in madencilik alanında başka yeni yatırımları da var.
Akmetal Madencilik 'in Adana 'daki krom sahalarındaki üretimi önümüzdeki yıl günlük 13 bin 400 tona çıkacak. Kurmel, Gümüştaş ve Akmetal'in toplam cirosunun bir iki yıl içinde şu anda madencilikten elde ettikleri ciroyu ikiye katlamasını bekliyor.
Akmetal'in yönetimi oğlu Ahmet Kurmel'den soruluyor. Necati Kurmel, Adana'daki ilk maden sahasını 1969'da satın aldı. Yine krom üreten Pınar Madencilik 'te amcasının oğlu Ataman Fedai (soyadı kanunu çıktığında Adana'da yaşayan amcası , babası İzzet Kurmel 'den farklı bir soyadı almış) ile halen ortak. Pınar Madencilik 'in üretimi tek bir sahada ve az miktarda (günlük bin 200 ton) devam ediyor.
Kurmel üç yıl önce krom fiyatlarının yükselmesi ve oğlu Ahmet Kurmel'in de cesaretlendirmesi ile krom üretimini artırmak üzere yatırım yapmaya karar vermiş. Ancak kuzeni onun bu hevesini paylaşmamış ve Akmetal'deki hisselerini ona devretmiş. "Ahmet orada ufak çaplı madencilik yapıyordu. Ataman çekilince iki üç yıl önce yatırımları artırmaya başladık " diye anlatıyor süreci.
Şimdiye kadar 100 milyon dolar yatırım yapmışlar. Binlerce dönümlük arazi ve yüzlerce gayrimenkul satın alırken hiç kredi kullanmayan Kurmel şimdi krom sahaları için kredi kullanmaktan biraz huzursuz… "Ahmet beni 100 milyon dolar içeri soktu.
Alacaklı adam borçlusuna ne kızabilir ne sövebilirmiş ya bizimki de o hesap. Ben de şimdi Ahmet'e hep diyorum ki 'sağlığına duacıyım. Kendine dikkat et, otobüse binme, iyi uçak şirketleri ile uç'." Bir yandan da "Ahmet çok çalışkandır benden de zekidir ha" diyor gülerek…
Necati Kurmel'in 55 yaşındaki oğlu Ahmet Kurmel , 1974 'ten bu yana Adana'daki krom sahalarında çalışıyor. Akmetal'in Adana Aladağ'daki krom sahalarında günlük 400 ton üretim kapasiteli krom zenginleştirme tesisinin yanında üç bin ton işleme kapasiteli ikinci tesis, bir buçuk yıl önce faaliyete geçmişti. "15 milyon dolar yatırım yaptığımız günlük 4 bin ton kapasiteli ikinci tesis, bir buçuk yıl önce faaliyete geçmişti. "15 milyon dolar yatırım yaptığımız günlük 4 bin ton kapasiteli yeni bir tesisin açılışını da mayıs ayında yapacağız. Aynı gün 6 bin ton üretim yapacak yeni bir tesisin daha inşaatına başlayacağız." diyor Ahmet Kurmel. Mayıs 2012'de tamamlanacak bu tesis için yapılacak toplam yatırım da 50 milyon doları bulacak.
Böylece günlük krom üretim kapasiteleri 13 bin 400 tona çıkacak. "O zaman Türkiye'nin en büüyük krom madeni üreticisi olacağız" diyor Ahmet Kurmel. Beklentisi 2010'da 85 milyon dolar olan cirolarının 2012'de 85 milyon doları geçmesi , Akmetal sadece son iki yıldır üretimini doğrudan Çin'e ihraç ediyor. Daha önce CVK Madencilik 'e satıyorlardı.
Akmetal'in Adana'daki krom sahalarının büyüklüğü 17 bin hektar. Ancak bir krom sahası olarak o kadar da büyük sayılmaz. Zaten üretimleri bu sahanın 300 hektarlık kısmıyla sınırlı dırımda. Ayrıca çok zengin bir krom sahası da değil. "Biz orada 10 bşn ton taş öğütüyoruz, 800 ila bin ton arası krom çıkartıyoruz" diyor Necati Kurmel. İşleme tesisi yatırımlarını da bu nedenle yapıyorlar. Kurulacak 6 bin ton kapasiteli tesis için 23 milyon tonluk bir rezerv hazır bekliyor.
Bir yandan üretime devam ederken bir yandan arama ve sondaj çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu sayede rezervleri her geçen yıl artıyor. "Yatırım bedelini altı yıl içinde çıkartırsak iyi" diyor Ahmet Kurmel. Her şey krom fiyatlarının şimdiki seviyesini korumasına (300 – 310 dolar) ve dolar kapasitesine bağlı.
Ahmet Kurmel zamanının büyük bir çoğunluğunu Aladağ'da maden ocaklarında geçiriyor. Hafta sonları ise Akmetal'in sahibi olduğu bin baş hayvana sahip çiftlikte. Tıpkı babası gibi hayvancılık işinden hoşlanıyor ve babasının ona takılmayı sevdiği gibi o da babasına takılıyor: "Benden sonra bu işleri kim üstlenecek bilmiyorum . Ama babam zaten 130 yaşına kadar yaşamaya niyetli. Herhalde benden sonra da o bakacak bu işlere."
Ahmet Kurmel, Necati Kurmel'in , dört çocuğundan biri ve tek oğlu. Yine de Ahmet Kurmel son yıllardaki en büyük yatırımlara kadar adana'da küçük miktarda krom üretimiyle uğraşmış ve Akmetal dışındaki işlere çok müdahil olmamış.
Necati Kurmel, "daha çocuklarıma hiç işim düşmedi" diyor. Çocuklarından ve onları iş hayatından söz ederken son derece objektif. İki kızının (Meliha Erkul ve Berna Kurmel) izolasyon malzemeleri üreten küçük bir şirkette pek bir şey kazanmadan hobi kabilinden çalıştıklarını anlatıyor.
Diğer kızı Setanay Metin'in üstlendiği inşaat alanındaki faaliyetlerinden söz ederken de satışların kötü gitmesinden yakınıyor: "Kurtköy'deki Royal Park evlerini yaptı sonra yüzde 30'unu sattı, yüzde 70'i kaldı. Herkes bildiği iş yapmalı. Bu, bizim bildiğimiz bir iş değil." Aslında inşaat alanındaki işler genel olarak ağzında kötü nir tad bırakmış gibi. Arsa karşılığı anlaştığı bazı müteahhitlerin projelerini tamamlayamadığını söylüyor. Kurmel'in yaptığı birçok alım satımı iyi bilen ve adının açıklanmasını istemeyen eski bir çalışanı "224 konuttan oluşan bir site yaptılar.
Satmaları beş- altı yıl sürdü. Son iki yıldır satışlar iyi gitti ve ellerinde beş kadar konut kaldı. Ancak çok zorlandılar çünkü ne indirim yaptılar ne ödeme kolaylığı sağladılar" diyor. Esenyurt'ta Kiptaş'tan arsa karşılığı aldığı dairelerin satış işini de Kiptaş'a bırakmadığını da sölerine ekliyor.
FORBES'un bir başka kaynaktan öğrendiğine göre Kurmel'in Esenyurt'ta biri Kiptaş konutlarından diğeri yine arsa karşılığı projeden yüzde 40 pay aldığı Orion Park Evleri'nden olmak üzere payına toplam 340 daire düştü. Bunlar içinde halen satılamayanların sayısı 100'den az.
Sürekli gayrimenkul varlıklarından söz edilen Kurmel'in gazetelerde zaman zaman yazıldığı gibi İstanbul Kurtköy'de 36 bin dönüm arsası bulunmuyor. Yine de arsa karşılığı müteahhitlerle anlaştığı projelerden sayısını kendisinin de tam olarak bilmediği kadar villa ve dairesinin bulunduğu, binlerce dönüm arsasının boş durduğu da bir gerçek. "İnanın ne kadar yerim vardır, hepsine ne vermişimdir bunu bilmem. Param oldukça almışımdır" diyor gayrimenkul varlıklarıyla ilgili olarak. Son bir yıl içinde Sabiha Gökçen Havalimanı'nın yakınlarından 94 dönüm , Gebze civarından ise 20 ila 25 dönümlük arsa satın aldığını söylüyor. Bu iki arsa için toplam 30 milyon dolar ödemiş.
Kurtköy Göçbeyli Köyü'nde birbirine bitişik parsellerde yer olan toplam 16 bin dönüm orman arazisinin 6 bin dönümü Necati Kurmel'in (Burada Sinpaş'ın da 2 bin 800 dönüm arsası bulunuyor). Bu arazilerin hemen bitişiğinde bin 200 dönümlük bir arsası daha var. Toplam 7 bin 2000 dönümlük bu arsalara 230 milyon dolar değer biçiliyor. Bir de Ballıca'da 8 bin dönüm özel orman arsası var. İşte burası davalık. Birkaç dava üst üste Kurmel lehine sonuçlandı ancak temyiz sürecindeler.
Öte yandan yine Kurtköy çevresinde Kurmel'e ait arsalar üzerinde devam etmekte olan birçok konut projesi var: Dumankaya Trend (172 daire) , Dumankaya Minimal (175 daire) , Uzunal Konutları (94 daire) Doğa Ata Residence (135 daire), Miapark Evleri (139 daire) , Elegan Evler, KentPlus New Port (436 daire), Kanarya Konakları gibi…….
Çorlu Çerkezköy'de devam eden toplam 20 konuttan oluşan Corner Park'ında yüzde 43'ü Necati Kurmel'e ait. Kalan yüzde 57 hisse ise projeyi üstlenen Koytür İnşaat'ın. Ancak bu şirket de yabancı değil. Şirketin ismi Koyuncu ve Türkmenoğlu soyadlarının birleşiminden oluşuyor ve Türkmenoğlu, Kurmel'in kız kardeşinin soyadı. Koytür 'ün Kemerburgaz Göktürk 'te yapımını tamamladığı Kemer Corner projesi de Kurmel'e arazi üzerinde yapılmış.
Yine Kemerburgaz Göktürk'te Tepe İnşaat tarafından tamamlanan ve 70 bloktan oluşan Rose Rezidence projesi 'de Kurmel'in kat karşılığı verdiği yerlerden biri. İstanbul Piyalepaşa'da bir miktar arsasını Adanan Polat'a satmıştı.
Ancak aynı yerde halen biri 14 ve 11 dönüm büyüklüğünde iki ayrı arsası bulunuyor. İzmir Seferihisar'da çiftliği, Kayseri'de ve Adana'nın merkezinde Kurmel'in "çok istiyorlar şimdi oraları" dediği arsaları (burada biri 40 diğeri 90 dönüm olmak üzere iki arsası var. 40 dönüm olana yapılan 20 milyon dolarlık teklifi geri çevirmiş) bulunuyor. Merhum Salih Tatlıcı ile yarı yarıya ortak olduğu ve Tepe İnaşat'ın yaptığı Beykoz Konakları'nda da Kurmel'in payına 100 konak düşmüş. Kendisi ve çocuklarının halen ikamet ettikleri dahil Beykoz'da payına düşenden geriye 12 konak kalmış.
İnanması güç ama saymakla bitmeyen bu varlıkları herhangi bir strateji izlemeden satın aldığını söylüyor. "Şu kadardan alayım, bu kadara satayım , işte bu kadar zamanda bu kadar değer kazanır" diye düşünemdim hiç. Ama değer kazandı. Ben aldığımda bu arsalar şehrin dışındaydı. Şimdi ya şehrin içinde ya da kıyısındalar" diyor. Kurmel mallarını satmaktan hoşlanmaması ile biliniyor. İsminin açıklanmasını istemeyen eski bir çalışanının aktardığına göre Sabiha Gökçen Havaalanı yakınlarındaki 96 dönümlük arsasına Limak Holding tarafından 56 milyon dolar teklif edilmiş ancak bu fiyatta anlaşamamışlar.
Atilla Alptekin de bu bilgiyi doğruluyor ancak teklif edilen rakamın bunun çok üzerinde olduğunu söylüyor. "2004 veya 2005'te Saray Halı'yı satın almak isteyen yabancı bir şirketle görüşmeler yapılıyordu. Ancak Necati Bey son anda vazgeçti. Dünayada malını en zor satan insanlardan biridir.
Eli sıkı biridir ama hakkını yememek gerek hayırseverdir de. 40 kadar okul , hastane, cami yaptırmıştır" diyor eski çalışanı. Zaten Kurmel'in bizzat kendisi de mallarını satmaktan hoşlanmadığını söylüyor. Ancak Atilla Alptekin, Saray Halı'nın satışından dönüldüğünü doğrulamıyor: "Saray Halı sürekli ortaklık teklifi alıyor ve yabancı yatırımcıların ilgisini çekiyor. Ancak böyle ileri gitmiş bir görüşme yapılmış değil." Necati Kurmel, Saray Halı'ya 1970'de büyük ortak olduktan sonra 1979'da şirketin merkezini İstanbul'a taşımalarını n hikayesini anlatırken "Saray Halı büyük müesseseydi gene de iyi ya…
Herkes merkezi Kayseri'den İstanbul'a taşımamız gerektiğimi söylüyordu" diyor. Dediği gibi Saray Halı hala büyük ama artık eskiden olduğu gibi Türkiye'nin en büyük makine halı üreticisi değil (Merinos'un ardından ikinci sırada ). Ancak Kurmel, son iki yıldır işlerin daha iyi gittiğini söylüyor. 2008 sonunda Saray Halı'nın Genel Koordinatörlüğü'nü üstelenen Nadir Yörüktümen , 2009 sonunda şirketin cirosunda yüzde 20'lik bir artış sağlamış , 2010 yılı sonunda ise bu artış yüzde 30'a çıkmış.
Nadir Yörüktümen de Necati Kurmel'in kız kardeşinin oğlu yani aileden. Ancak Apltekin "Nadir bey uzun zamandır grup içinde çalışıyor. Necati Bey dayısı olduğu için bu göreve getirilmedi. Bu tamamen profesyonel bir karardı" diyor. Saray Halı Kurmel'in turizm alanındaki yatırımlarını da bünyesinde barındıran şirket.
Adana'daki meşhur Seyhan Oteli'nde halen Ataman Fedai ile ortaklar. "Kurmel kumarhane işletmesinden para kazandıkları ilk yıllar hariç otel işinden pek memnun değil. Yine de Antalya Manavgat'taki Saray Regency Oteli'nin hemen arkasındaki 450 yataklı Arena Oteli Şükrü Koloğlu'ndan 6,5 milyon dolara satın almış. "Mecburen aldık. Orası da kazanıyordu pek. 'İki oteli birleştirirsen para kazanırsın'dediler. Ben de aldım" diyor.
Adana'daki Seyhan Oteli artık ilin en büyük beş yıldızlı oteli değil ve Adana Hilton gibi rakipleri var. Ancak hala Adana'nın sembollerinden biri. Kurmel'in 1970'lerin başında madenciliğe başlayıp 13 yıl yaşadığı şehirde, Seyhan Oteli'ndeki ortağı Ataman Fedai daha çok tanınıyor. Adını açıklamak istemeyen yerel bir gazeteci Ataman Fedai'nin eğlenceyi seven, muzip bir kişiliği olduğunu anlatıyor. (Fedai'nin Adana'nın Fahrettin Aslan'ı olarak bilinen ve 2008'de kalp krizinden ölen Haili Genç'e yaptığı şakalar halen anlatılıyor. (Fedai , Bülent Ersoy'un vurulduğu gazinonun da sahibi olan Genç'in gazinosunun kapısına Belediye Başkanı Selahattin Çolak'ı da şakasına ortak ederek belediyenin bütün kepçe ve dozerlerini dayamış bir gece. Bir başka seferinde ise Mercedes marka otomobili için gazeteye satılık ilanı vermiş.) Kurmel'den çok Fedai'nin işletmesinde aktif olduğu Seyhan Oteli, 1996 yılında öldürülen Ömer Lütfi Topal'ın kumarhaneler kralı olmasına giden yolu da açmıştı.
Topal'dan önce Antalya ve Adana'da otellerinin kumarhanesini işletmesi için Dedeman ve Hilton'un kumarhanelerini işleten İngilizlere gittiğini ancak işin onlara cazip gelmediğini söylüyor. Sonuçta Topal ile Adana'da ayda 175 bin dolar, Antalya'da 100 bin dolar kira karşılığında anlaşmışlar.
Kurmel kendisinden sonra İbrahim Polat'ın da kumarhanelerini işletmesini Topla'a verdiğini söylüyor. "Bana Topal'ı sordular. Ben de işletmeyi ona vereceklerine 'yüzde 3-5 verin, bir İngiliz getirip çalıştırın'dedim.
Topal paramı vermediğinden değil, bu şekilde daha çok para kazanabilirlerdi. Ama yine de gidip işi Topal'a verdiler" diyor. Referansları artan Topal'ı sormak için daha sonra Akgün Otel'in sahipleri de kapısını çalmış. Onlara cevabı 'ben memnunum'olmuş. "Ondan sonra Eresin Otel'in sahiplerinden biri geldi. Topal'a vermemesini söyledim ama onlar da verdiler" diye anlatıyor.
Kurmel "Hakkımda çok şey söyleniyor çok dedikodu yazılıyor" diyor ve ekliyor;: "Bunlara bakacak olursanız beni ya idam etmeniz lazım ya da alıp cennete koymanız
NEREDEN NEREYE
1930'da Kayseri Develi'de doğan Hulusi Necati Kurmel, kendi tabiriyle biraz çiftçi biraz tacir, Çerkez kökenli İzzet Kurmel'in dördü kız, üçü erkek toplam yedi çocuğundan biri. Kurmel'in hakim olan ağabeyi Hakkı Kurmel , 1954'de DP'den milletvekili seçilmişti ve Yassıada'da yargılandı. Diğer ağabeyi Mustafa Kurmel ise öğretmen olmuş. Necati Kurmel 'de ağabeyleri gibi okuması için ortaokulda Ankara'ya gönderilmiş.
Bir yaş büyük olduğu sınıf arkadaşlarına ve yeni muhutine uyum sağlayamamış. "Uzun ince bir çocuk tum. Şivem bozuktu. Ankara'nın memur çocukları ismimle çağırmaz "Köylü geldi, köylü gitti" diye söz ederlerdi benden . Orada yapamadım" diye anlatıyor. Develi'ye bağlı köyüne döndüğünde de bu sefer ağabeyleri okuyup kendisi okumadığı için eleştirilmiş. "Abilerin okudu, efendi oldu. Sen koöyde onların azıcısı olacaksın, sebzelerini yetiştireceksin" diyenlere babasının bir gün "Ağabeyleri memur olacak eğer işleri iyi giderse buna bakacaklar ama benim tahminim bu çocuk tüccar olacak ve ağabeyleri ona muhtaç oalcak" dediğini hatırlıyor. "16- 17 yaşlarındaydım. Bu sözler tabii çok hoşuma gitti" diyor. Çiftçilikten pek de para kazanamazken Kayserili işadamı Kemal Dedeman ile yollarının kesişmesi hayatında önemli bir dönüm noktası olmuş. 1964'de Dedeman'ın Aladağ'daki madenlerinden 10 bin ton kadar çinko emdirmesinin taşınması için açtığı ihaleyi almış. Zaten ihalenin tek talibi de o olmuş. O zaman bu işten kazandığı 40 bin liranın çok büyük para olduğunu söylüyor.
Ardından Kemal Dedeman bir yıl daha kendisi ile çalışıp müdürlüğünü yapmasını istemiş ve 50 bin lira teklif etmiş. "Kabul etmek istemedim başta durumum, işim iyiydi. Ama 10 yıllık kırmızı bir pikabı vardı. O zamanlar öyle yollarda kamyon çok yok. Beni tavlayan bu oldu." Diye anlatıyor.
Dedeman'dan kazandıklarına çiftçilikten elde ettiklerini ekleyip 200 ila 250 bin lira kadar para biriktirmiş.
Babasının ve Kemal Dedeman'ın teşviki ile 1966'da Adana'ya gitmiş ve Pınar Madenciliği kurmuş. 13 yıl Adana'da çalıştıktan sonra halıcı bir arkadaşının teşviki ile Kayseri Develi'de kurulan Saray Halı'ya 1970'de 10 milyon vererek büyük ortak olmuş.
Saray Halı'nın merkezini 1979'da İstanbul'a taşımaya karar verince evini taşıyana kadar ilk altı ay İstanbul Hilton 'da yaşamış.
. .
Necati Kurmel
. . .
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü,Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüsnü Güreli , Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|