Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

TÜLAY SÖZERİ Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
ELİF ŞAFAK
01.07.2007
TÜLAY SÖZERİ
Okunma Sayısı : 9634
Oy Sayısı : 14
Değerlendirme : 4,43
Popülarite : 5,08
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Son yıllarda sıkı sıkıya takip ettiğim bir yazardır Elif Şafak. İlk kez bir kitapçıda, bir kitabın arka tarafında basılı olan özgeçmişini okuyunca, merakıma yenilemeyip, hemen “Bit Palas” adlı romanını okumak üzere satın aldım.

            Romanı elime aldığım andan itibaren de tam bir Elif Şakak tutkunu oldum .Türkçeyi kullanmaktaki ustalığına, ayrıntıların içerinde dans eden gözlem yeteneğine, kişilik analizlerine ve roman kahramanlar arasındaki ilginç diyologların beraberinde getirdiği çeşitliliğe şahit olduğumda, beni tam anlamıyla esir eden bir dünyanın içinde bir şaşkına döndüm. Bu heyecanın etkilerini atamadığımdan, bir solukta okuduğum, “Bit Palas” adlı romanını, “Araf” “Baba ve Piç”, “Medcezir Manzaraları “ adlı diğer kitapları takip etti.

            Bir gün bir arkadaşıma  bu kitaplardan ve Elif Şafak’tan bahsettim. Kitapları ile ilgili tüm hissettiklerimi  anlatırken, hızımı da alamayıp, “Araf” romanının arka yüzünde  yazılı olan ve beni çok etkilemiş olan otobiyografisini de bir solukta arkadaşıma okudum.

Bu özyaşam öyküsünü okurken, başarılarla dolu hayatına  ne kadar gıpta ettiğim ve kıskandığım yüzüme  yansımış olmalı ki arkadaşım. “Bazı insanlar şanslı doğar. Elif Şafak’ta onlardan birisi. İyi bir ailenin , iyi eğitim görmüş, olağanüstü zeki kızı olarak yurt dışında dünyaya gelmiş. Bu da onun tercihi değil tamamen ona tanınmış bir ayrıcalık  ” deme ihtiyacını hissetti.

            Onun bu sözlerini dinledikten sonra, için için ona hak verirken, o andan itibaren  Elif Şafak,  mutlu bir kadın, başarılı bir yazar, hayatın kazançlı tarafına biletine ayırmış, şanslı bir insan olarak hafızama kazındı kaldı.

            Geçen haftalarda, Ayşe Arman’la yaptığı röportajını okuyana kadar bu inancım, kuvvetli bir şekilde sürdü gitti.  Ancak o gazete sayfasında yazılı olanları okuyunca, okuduklarımda bir hata olup olmadığını anlamak için sayfayı tekrar tekrar okuma ihtiyacı hissettim.

            Düşüncelerimden ve içime yerleşmiş olan yargılarımdan tamamen bağımsız olanlar, bir gazete sayfasında, aceleciğimi, gerçeklerden kopuk olan inancımı açıkca ortaya çıkarıyordu. Çünkü Elif Şafak tamamen  inandıklarımdan farklı  , beklenmedik bir yaşam hikayesi  anlatıyordu.

Anne ve babasının çok küçük yaşta ayrıldığını, babasını hayatı boyunca 3 ya da 4 kez gördüğünü , yıllarını babasıyla ilgili olan her şeyi sorgulamakla geçirdiğini, bu ruh halinin onu tam bir köksüzlüğe, hiç bir yere ait olmama duygusuna, daimi bir göçebe ruhuyla yaşamaya ittiğini, güçlü olmak zorunda olan annesinin duygularının karışıklığını hissederken tam bir kaosun içine düşmekten kendini alamadığını, yaşayan bir bedene değil, yaşayan bir beyne dönüşmek için özel hayatını feda etmekten kaçınmadığını anlatıyordu.

            Aykırıydı ve bu aykırılık onu bir bıcağın keskinliğinde, insanlardan ve hayattan koparıyordu. İnsanlarla konuşmuyor, suskun ve sadece seyreden bir insan konumunda olmak canını yakıyordu.  Belki de bu yüzden, bu yakıcılık yüzünden kağıda kaleme sarılıyor, sadece ve sadece yazı yazarak, hayata bir zamk gibi tutunabiliyordu. Yazı yazmak ona süreklilik duygusu verdiğinden, tutunabildiği tek dalıydı ve o olmadan her şeyi şimdiki zaman olarak yaşamanın , geçmişten kopuk olmanın eziciliğini taşımamanın başka bir yolu da yoktu.

            Aslında Elif Şafak, yaşamdan koparamadıklarını telafi etmek istercesine, güçlü olan yanına sarılmış, peşini bir an bile bırakmayan  özgeçmişini susturmanın  yolunu bulmaya çalışırken, bilinçaltının labirentlerinde kaybolmamak adına  büyük bir çaba harcamıştı.

            Evet sevgili okuyucular, bu yaşam öyküsüyle ,her başarının ardında , mutlu ve sorunsuz bir geçmiş olmadığına ,elmasın sadece yüksek basınç ve ısı karşısında  ortaya çıkardığı güzelliği gibi, hırpalanmış bir geçmişin de içimizdeki potansiyeli ortaya çıkarabildiğine, nereye bakacağınızı bilirseniz, hakettiklerinizin de er ya da geç  geleceğine bir kez daha inanmış oldum.

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü,Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüsnü Güreli , Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org