Adım: HALUK CANGÖKÇE... Orta Doğu Teknik Üniversitesinden, 1993 Yılında emekli oldum.. Şu sıralar, Resim, Fotoğraf ve Spor yaparak zamanı değerlendiriyorum. Olmaz sa olmazım Spor.. Yüzme/Atlama ve Sutopunda uzun yıllar, Sporcu, Antrenör, İdareci ve Hakemlik yaptım.. 10m. Kule atlama da, sayısız Ankara ve Türkiye Şampiyonluklarım var... Aktif sporculuğum halen devam etmektedir.. 7.ci "Asya'dan Avrupa'ya Uluslararası Boğaziçi Yüzme Yarışlarında" dördüncü oldum"... Geçen sene Mersin'de yapılan, " Türkiye Masterler Atlama Şampiyonasında" 10m. Kule atlama birinci olup, İsmet İnönü'nün doktoru Mahir Canbakan'a ait olan, "En uzun süreli ve En yaşlı atlayıcı" unvanını kazandım.. Resim çalışmalarına emekli olduktan sonra başladım.. (Eserlerimi; http://halukcangokce.sitemynet.com dan görebilirsiniz) Resim çalışmalarımdan arta kalan zamanlar da, bugüne kadar yaşadıklarımı kağıda döküyor ve "Hayatımın Romanını" yazıyorum.. İnsan, yaşlandıkça, hayattan daha çok zevk alıyor. Daha önce farkına bile varmadığı şeyleri fark ediyor. Gençken, kendini yaşama öylesine kaptırıp gidiyorsun ki, ne zamanın ne de yaşamın nasıl hızla akıp gittiğini anlayamıyorsun. Ben, emekli olduktan sonra, kendime şu soruyu sordum. "Başkaları için yaşamaya devam mı etmelisin?, yoksa "Kendin için mi yaşamalısın? Benim zaten, Allah izin verirse, aktif yaşayabileceğim bir on senem daha var.... " İnsanın istediği zaman, yeni bir hayat isteme hakkı var...... Ben de öyle yaptım ve hayatımda yeni bir sayfa açtım. Hayatımın geri kalanını, kendi istediğim gibi yaşamak istiyorum.... Zira, henüz vakit varken tomurcukları toplamam lazım. Yeni tatlar, yeni heyecanlar beni bekliyor...
Kim üzebilir beni benden başka? Kim doldurabilir içimdeki boşluğu ben istemezsem? Kim mutlu edebilir beni, ben hazır değilsem? Kim yıkar, yıpratır beni ben izin vermezsem? Kim sever beni, ben kendimi sevmezsem? Her şey bende başlar, bende biter...
Geç bile olsa şimdi, "Güneşin doğmasının güzelliğini, yağmur da ıslanmanın tadını, tatlı tatlı esen rüzgara yüzünü dönüp, gökyüzünü içine çekebilmenin hazzını, seni seviyorum demenin, seni seviyorum denilmenin güzelliğini, aşık olup, el ele tutuşmanın heyecanını, bir sıcak busenin tadını, bir tenin sıcaklığını hissetmek ve hayatı sıra dışı yapmak lazım".
HALUK CANGÖKÇE
YAŞAYAN BİLİR BENİ, YAŞAMAYAN ANLAMAZ... Dün "canım olan, yarın düşmanım olmaz benim... Yaşananların hatırı hep saklı kalır... Hatırları sorulur, selamları hep alınır... ""Sildiklerim" vardır bir de... Onlar yanlışlarım ve pişmanlıklarımdır... Adları anılmaz, hatırları sorulmaz... Sadece beddualarımdır!, vicdanla birlikte "Şeref" ararım ben sevdiklerimde... Her zaman doğru değildir elbet seçtiklerim... Zaman gelir, "Şerefsizleri" de severim!... Her yerde gözüm kulağım vardır benim... "Eksik söylemek yalan söylemek değildir" mantığındaki, "Çok dürüstler" beni değil, kendilerini kandırırlar yalnızca... Bilmezler gelişlerim, aptala yatışlarım.. Kaybetme korkumdan değil, karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır... "İnkar" olmaz benim hayatımda... Yaşananı "Yaşanmamış" saymam!... Sayanları da "SAYMAM!"... Kelimelere sığmaz, sayfalar sürer beni anlatmak... Ama ne kadar anlatılırsa anlatılsın, yaşayan bilir beni, yaşamayan anlamaz...
ETİKETE GEREK YOK ESKİLER TANIR BENİ, YENİLER İSE ÖRNEK ALIR. KİMİNE GÖRE KRALIM KİMİNE GÖRE YALANIM. HERKES KENDİ İŞİNE BAKSIN, BEN ADAMINA GÖRE ADAMIM...! |